Evliliklerde Sabır Kalkanı

ÖZELLİKLER

Ürün Adı : Evliliklerde Sabır Kalkanı

Ürün Kodu :

Kategori : MAKALELER

Alt Kategori :


                                           AİLEDE SABIR  KALKANI

             Sabır kelime anlamı olarak bekleyiştir. Bir işi bir rahatsızlığı katlanmayı yokluğa karşı metanetli olmayı, geçecek elbet diyerek bin bir umutla beklemektir. Başımıza gelenlere sabretmek gerekir. Sabır bazen uzun sürer, sabretmek uzun sürer kedere dayanamayıp vazgeçeriz. Bazen de beklemediğimiz anda beklemediğimiz yerlerden çıkış yolu bularak sabrımızın karşılığını alırız. Sabır gücünü elde etmek için sonuca ulaşma inancı ve azmini gösterebilmektir.

           Evlilik öncesi , severek ,  aşık olarak, görücü usulü evlilikler daha sık olmaktadır. Nişanlılık evresi bu ilişkinin birbirini tanımaları için olan süreçlerdendir. Genel bakış açımız karşıdaki kişiyle uyuyorsa ilişki evlilikle sonuçlanır. Eş adayları birbirinin kötü taraflarını, olumsuz taraflarını görmezden geliriz evlenince geçer  düzelir , ben onu yola getiririm diyerek kendimizi avuturuz aslında .Evlilik gerçekleşip maskeler düşünce düzelir dediğimiz, yola getiririm dediğimiz beğenmediğimiz huylarını davranışlarına karşı önce defalarca söyleniriz daha sonra düzelmesi için sabretmeye başlarız. Bu arda söyleyiş tarzımız eşimize ters gelip yanlış anlaşılarak birbirlerine karşı saygısızca konuşmalar atışmalar, hatta inatlaşmalar devreye girer. Sonunda “aman ne halin varsa gör deriz “uğraşmaktan yoruluruz kendimizi beklemeye sabretmeye alırız. İşte burada eşimizin istemediğimiz beğenmediğimiz davranışlarına karşı sabrımız başlar. Bırakıp kendi haline kötü davranışın değişmesini beklemek gerekir mi? Ya da bu konuda bir yerlerden yardım mı? Almalıyız tabi ki eşimizle konuşarak onunda isteği doğrultusunda üstüne fazla gitmeden gerekli yerlerden yardım alabiliriz. Çünkü mum dibini aydınlatma diye bir söz vardır ki eşler ne kadar söylerse söylesin karşı taraf onu kendi algılamak istediği gibi algılar.Her evliliklerde eşlerin birbirlerine karşı sabretmeleri gerektiği yerler vardır. Fakat bu makul ve mantıklı çerçeve içerisinde olmalı. Nitekim Eyüp Peygamber s. a. s yirmi küsur yıl yüzündeki yaraya sabretmiştir. Hz Yusuf s. a. s efendimiz kuyular içinde mağaralar içinde zindanlarda sabır ederek sınanmıştır. Bizimde sabrımız bazen eşimizin istemediği huyu, bazen işsizliği, bazen de çocuklarımızla sabrımızın imtihanın gösteriyor olabiliriz.

             Resulallah s. a. s  Efendimiz şöyle buyurur: herhangi biriniz başınıza bir musibet geldiğinde “O   biz Allah’ın kullarıyız O’na döneceğiz “sonrada “  Allah’ım uğradığım musibetten ötürü bana sevap ver Bana bu musibetin elimden alındığından daha hayırlısını lütfeyle” diye  dua ederse Allah onun isteğini yerine getirir ” buyurmuştur.

          Nasıl ki Allah bize iyi günleri güzel günleri lütfediyor, biz o günlere şükrediyorsak , zor günlerimiz içinde Allahtan sabır istemeliyiz ki kötü günlerimizi en az zararla atlatabilelim.

        Sabır öyle bir ipliktir ki; sen kopacak sanırsın o gittikçe güçlenir. Sen bitecek sanırsın o gittikçe çoğalır” der. Hz Mevlana….